22 Mayıs 2012 Salı

Nice yıllar canım oğlum...

Canım oğlum,
Yazarken bile kocaman geliyor, sen artık 1 yaşındasın :)
Ben bu yazıyı bir kaç gün gecikmeli yazıyorum, sen aslında 18 mayıstan beri  1 yaşındasın. Geldi geliyor, nasıl olacak derken partimizi de yaptık. Gerçi sen pek  farkında değildin heyecanımın, sanki senin için değil de kendim içindi bu kutlama daha çok. Şimdiden öğren, aklında yer etsin ; annen bayılır doğumgünlerine, özel günlere, hediye almalara / vermelere, o partileri düşünüp hayal kurmaya, arkadaşlarına sevdiklerine sürprizler yapıp onları özel hissettirmeye ve tabi aynısının kendisine yapılmasına... Yengeç burcuyum be annecim, yaradılışım böyle işte. :) Neyse gelelim kutlamamıza : Yakın arkadaşlar ve aile derken yine yirmi kişiyi aştı sayımız, ama korktuğum gibi olmadı, pek rahatsız etmedi seni o kadar insan , kahkaha , ses vs. Biraz şaşkın biraz uykulu bakınıp durdun etrafa. İlk yaşın şerefine bolca  baktın ev yapımı ikramların tadına. Gayet farkındaydın, " Bir olay oluyor bugün bu evde ve sanırım benim için" diye... Yorucu ama çok mutlu bir gün geçirdik, aynı doğduğun gün gibi. İyi ki doğdun canım oğlum. Nice nice sağlıklı yaşlarını hep beraber kutlayalım inşallah.

15 Mayıs 2012 Salı

Uykucu...

"Her anne bir gün uyku eğitiminden bahsedecektir". Bu cümleyi birinden duydum yada okudum şimdi hatırlamıyorum . Ama ne kadar doğru olduğu su götürmez bir gerçek.
Oğlumuz Murat doğduğunda, o en acemi günlerde özellikle, uykuya dalma ile ilgili çok problem yaşadık. Acemiliğin ve etraftaki büyüklerin telaşlandırmasıyla, önce aç sandık. Doyuyor gaz yapıyor sandık ama hayır , hiçbiriydi. Oğlumuz uyumak istiyordu ve uykusu bölündüğünde yada uykuya hemen dalamadığında sinirleniyordu. Ne kadar büyük konuştuysam, anne olmadan önce ne kadar ahkam kestiysem hepsini bir bir yaladım ve onu sallayarak , pışpışlayarak, pusetinde gezdirerek uyutmaya başladım hatta ilk 8 ay, bebek hamağı aldık öğle uykuları için. Gecede 10 kez kalktığımda oldu, 1 kez kalktığımda. Ha büyüme evresi, ha diş çıkarıyor, ha bugün çok gezdik dışarda yoruldu falan derken, bugünlere geldik. Gerçi bundan 2 ay önce, Murat 10 aylıkken, onu artık kendi odasına transfer ettik, bunu da açıklamam lazım. Taşınma arifesindeydik, yeni evimize geçtiğimizde zaten artık kendi odasında yatmasını istiyordum. Ama hem yeni ev hem yeni oda değişikliği ona fazla gelir mi acaba diye düşündüm ve taşınmadan bir kaç hafta evvel ilk değişimi gerçekleştirdim. Neyse ki korktuğum gibi olmadı, sanki doğduğundan beri kendi odasındaymışcasına hemen uyum sağladı bizim afacan. Üstelik sabahın 5'inde 6'sında uyanıp, beni isteyen bağıran çocuk, kendi odasına geçince, bir iki mızmızlanma ardından yatağına bıraktığım oyuncaklarla oyalanır hatta uykuya yeniden dalar oldu.
Öyle böyle derken, yeni eve taşınmış, yeni düzeni de kurmuşken, bir kaç gün önce odasında oynuyorduk ki uykusu geldi   ve yerde parmağını emmeye ve battaniyesiyle oynamaya başladı. Ben de yanına uzandım, normalde buna teşebbüs ettiğimde hemen  geri kalkar mızmızlanırdı. Bu sefer yüzüme dokunmaya başladı, iyice sokuldu bana. Bir kaç sefer kalkmaya yeltendi, çok zorlamadım, hafifce yeniden bana doğru çektim, sırtını falan okşadım, yeniden mayıştı. Ve 20 dakika sonra uyumuştu. Önce fazla sevinmek istemedim belki tek seferliktir diye ama o günden beri özellikle gündüz uykularına böyle dalar olduk. Mutluluğuma diyecek yok tabi. Kendi kendine bu aşamaya geçmişti ben bir şey yapmamıştım.Daha önce denemedim mi, elbette denedim, ama yatır- kaldır yöntemini her denediğimde, ağlamaktan sesi kısılmış ve sinirli bir bebekle kalakalıyordum. Demek ki zamanı gelmiş, beyfendi buna karar vermiş :)   Bundan sonrası için defalarca maşallah , hep böyle gider inşallah demekten başka söyleyecek laf bulamıyorum. Darısı uykusuz tüm annelerin başına.  

14 Mayıs 2012 Pazartesi

Anneler gününüz kutlu ve mutlu olsun...

Merhaba, 
Bir gün gecikmeli de olsa anneler gününüzü kutlarım. Dün oğlum doğduktan sonraki ilk anneler günümdü. Geçen sene bu zamanlar," ha geldi ha gelecek , acaba anneler günü hediyesi mi verecek bana" derken, bizim ki "ben daha rahatım burda" demiş ve bir hafta daha beklemişti. (En kısa zamanda bu "gelişin" hikayesini de paylaşacağım ama önce bizimkinin öğle uykularının süresinin biraz uzaması lazım, yoksa bilgisayarı açmaya bile fırsatım olmuyor. :) )
Oğlum bir demet kır papatyasıyla kutladı anneler günümü. Gerçi babasının yardımıyla çiçeği tutmaya , daha doğrusu ağzına götürmeye çalışırken oldukça komikti. Ve ben -zaten gözyaşlarım hazır- bu komik tabloya da ağladım. ;,,) 
Beni en çok şaşırtan şey , telefonum susmadı. Doğumgünümden daha fazla insan aradı ve tebrik etti. Tabi ben yine ağladım :)
Dışarı yürüyüşe çıktığımızda, bir marketin önünden geçerken karanfil verdiler, anneler günü şerefine dağıtıyorlarmış, ağlamadım ama gözlerim doldu :) 
Anne olmayı çok sevdim. :)
Sevgiler...

10 Mayıs 2012 Perşembe

Bebekle alışveriş!

Sabahları erken uyanmak daha doğrusu uyandırılmak bazen işe yarıyor. Çarşıya pazara erken gitmek,ortalık daha kalabalıklaşmamışken  rahat rahat alışveriş yapmak keyifli. Benim gibi gece kuşu sabah uykucusu bir insan ne hale geldi. 2 sene önce sabahın 10 unda AVM ye gideceğimi, hatta bazı mağazaların açılmasını bekleyeceğimi söyleseler hayatta inanmazdım. Annelik değişim demekmiş.

9 Mayıs 2012 Çarşamba

İlk Ses

Merhaba
Bu "ilk yazı", sıfatının hakettiği tüm gerginliği ve heyecanı taşımakta. Bu yüzden fazla kasmamalı, içimden geldiği gibi yazmalı galiba. 
Önümüzdeki hafta , tam bir yıl olacak anne olalı, minik mucizemizi kucağımıza alalı. Yeni hayatımızın ikinci senesine blog yazarak başlamak ve oraya buraya düzensizce tuttuğum notları artık düzene sokmak istedim. Bakalım "düzen" kelimesinin anlamını unutmuşken, başarabilecek miyim bu isteğimi. Her zamanki gibi hayal etmeye devam, hem istemek başarmanın yarısıdır değil mi ? :)